Ayrılıktan Birliğe...
Kalbim, kalbimi duyuyorum. Kalbim dinginlikle
atıyor. Kalbim bana daha yakın, daha büyük, daha canlı. Kalbim sıcak..
Kaifi anlattı.
İnsan eksik hisseder, buraya gelmen de, bu tip
çalışmalara katılman da bir şey aradığını gösteriyor.. Eksik hissediyorsun…
Eksiklik hissetmen bütünlüğü bilmenden gelir
dedi. Bütünlüğü bilen eksikliği hisseder. Ne güzel bir ifade değil mi?
Bütünlüğe kaynak dedi.. Bütünden uzaklaşan
korku hisseder. Korku kendisini öfkeyle ifade eder. Öfke gürler, patlar, yakar,
yıkar, yerini üzüntüye bırakır.
Ama biz üzülmeyi bilmiyoruz. Bize korku ve
öfke çok iyi öğretildi. Korkuyla kararlar alıyoruz, korkuya göre adımlar
atıyoruz. Şu olmasın korkusundan buna, bu olmasın korkusunda öbürüne
sarılıyoruz. Bu bitmeyen döngüde mutsuzluğa sarılıp zihnimizin karanlık
dehlizlerinde elimizde giderek azalan yaşam enerjisinin kaynağını arıyoruz.
Neşeye ve hazza bakınıyoruz. Anlık uyutanlara sarılıp tam bulduk derken kokusuyla
tadı birbirine uymayan yemekler gibi hayal kırıklığıyla ortada kalıyoruz.
Koklayarak karnımız doymuyor. Biz korkuyu iyi biliyoruz, öfkeyi iyi biliyoruz.
Korku öfkeye, öfke üzüntüye dönüşür dedi.
Üzülmeyi bilmiyoruz. Üzülmeyi bilmediğimizden üzüntüden bir parça alıyoruz.
Oysa üzüntü yavaş bir histir ve meditative bir histir dedi. Ancak üzüntüyü
hakkıyla yaşarsan seni tekrar kaynağa bütünlüğe kavuşturur. Üzüntü duymaya izin
vermediğimizde tekrar korkuya, ordan öfkeye ordan yine yine diye gider..
Daha önceki yazılarımı okuduysan
farketmişsindir nasıl bir teyid bulduğumu. Hissettiğim buydu bu çemberde; teyid.
Bir süredir uyguladığım ve bana çok iyi gelen bu tekniğe ben duygularla
yüzleşme diyorum. Gelen her his bir misafirse Mevlana'nın dediği gibi ben gelen
her misafiri buyur ediyorum.. Yakıp yıkanlar, okşayıp kabartanlar kim gelirse
başımın üstüne..
Hoca sordu, neden buradasın; derinleşmek
dedim.
Kendimle olan ilişkimde nasıl daha derin
olabilirim. 2018i ilişkilenme yılı seçmiştim. İlişkilenmeyi düşündüm çok kez
nasıl çiğ, hesapsız, doğrudan olduğunu.. Kendini gösterme cesaretini sırtına
alıp karşındakine vardığını.. İçinin dışına taştığını, içinin dışınla bir
olduğunu. Gelen duygularımın sorumluluğunu alıp kendimle yüzleşme cesareti
gösterdiğimde derinleşme başladı. Ve şimdi bu bir bilgiymiş, bunu birileri izlemiş,
bir çembere dizmiş anlatıyor.. Tam karşımda.
Kalbi bir kas gibi düşün dedi, onunla
çalıştıkça ısınıp, canlanıp, büyüyecek. Kalbe nefes al..
Bahsettiği bütünlük hissini, kaynak dediği
yeri biliyorum. Hepimiz biliyoruz. Sessiz, sakin bir yer olduğunu, her şeyin
tastamam olduğu hissini yayan o hal arada hepimize uğruyor. Sevdiğimiz şeyleri
yaptığımızda, doğanın içinde, bazen güzel bir resme bakarken, güzel bir müziği
dinlerken. Duygularımın sorumluluğunu aldıkça o hissi daha çok duyar oldum..
Şimdi karşımda şeması..
Kalbimde derinleşmek istiyorum.. Kalbim
dediğim neresi? Tam hissettiğim o yer mi? Bilmiyorum. Sadece o hissi biliyorum.
O hisse, o kaynağa daha derinden bağlanmak istiyorum ve sanki kapısı kalbimde..
Bu kapıdan ancak tek başına geçersin dedi, tek başınalık birliktir..
Bütün bir haftasonu bir sürü teknikle kaynağa
daha hızlı nasıl gideriz ona baktık.. Aydınlanmış insan kaynağa daha hızlı
ulaşır dedi. Bütün hissetmek istiyoruz. Bütündük, hatırlamak istiyoruz.
Kalp bir kastır, onunla çalışman gerekir.
Kaynağa daha hızlı nasıl ulaşırım..
Şimdi dik dur ve kalbine odaklan, göğsünün
ortasında atışını farket. Dikkatini yönelttikçe nefesini sanki buradan
alıyormuşcasına, sanki burnun kalbinin ortasındaymışcasına nefes alıp vermeye
başla. Kalbinle ilişkilen, kalp ol..
Bütün hafta sonu tüm bu teknikler.. Ne
hissediyorum biliyor musun şimdi, bir tek kalpmişim gibi.. Dingin bir ritimde
atıyorum.
Derinleşmeye gittim, niyetime denk düştü
olan..
Bu sene kendi ruh ailemi arıyorum. Bana
benzer, kolaylıkla sevebileceğim, dahil olmanın tereyağından kıl çeker kadar
kolaylıkla olduğu.. Çirkin ördek yavrusuydum, kuğuları arıyorum..
Kalbin peşinde bu haftasonu Kaifiyle
ayrılıktan birliğe, kuğuların ortasına, yaşamın görünenden ibaret olmadığını
kalbin dilinden bilenler memleketinden olanlarla.. Dışarıya değil içeriye
bakanlarla buluştum.
İnsanın teyid bulması ne büyük nimet.. Yalnız
olmadığını bilmek, uzun uzun sarılabilmek, sana kendine sarılıyormuşcasına
sarılanlar bulmak..
Bil diye söylüyorum, yalnız değilsin evet tek
başınasın ama yalnız değilsin.. Kalbinin ortasında atan, sana hayatın bundan
ibaret olmadığını söyleyen, başka türlü bir yaşamak var diyen, sende daha
fazlası var diyen ses, bazen çok sessiz gelen o sese inan.. Gerçekten var, ayrılık
diyarındaydım, ayrılık diyarındayız.. Ama bazen ışıkar açılıyor ve bütünlüğün
ortasında olduğumuzu anlık da olsa pat diye anlayıveriyoruz. Sonra ışıklar
sönüyor unutuyoruz. Yolları yöntemleri var o ışıkları tekrar açmanın.. Daha
derinden kendinle ve benimle buluşmanın. İlişkilenmenin, derinden sevebilmenin
kendini ve beni..
Daha şeffaflığa, daha açıklığa, daha
kalbimden varolmaya, seni daha çok sevmeye, yaşamaya, capcanlı, kırılgan,
meraklı, saf olmaya niyet ediyorum.. biliyorum ki niyet kalpten geldiğinde
dünya bir araya gelir, gelir ve niyetin de sana gelir.. Tıpkı bu hafta sonuna
hiç hesapta yokken dalıvermem gibi.. dalıverip niyetimin kucağına kıvrılmam
gibi.. Şükürler olsun.
Kaifi’ye, candan güzel asistanlarına,
Cihangir Yoga’ya, gelen her bir cana çok teşekkürler.. Birlikteyken bir olduk,
hem tek başına hem birlikte bütün olduk.. Hayat çok teşekkürler..
Bu çalışmayı merak ediyorsan web sitesi şöyle; http://www.fromseparationtounity.com/
Bu çalışmada bunun dışında başka bir sürü derinleşme yaşadım.. Belki onlarda bir başka yazının tuzu biberi olur..
Sevgimle..
Yorumlar
Yorum Gönder