Hadi Len Köftehor!

 

İfadenin bin aklı, bin adımı, bin dansı, bin rengi var.

Sonuçtan ilerleyince insan başlangıç karmaşık oluyor. 

Sonucu bilmeden ilerliyorum şimdi, aslına bakarsanız sonucu bilmeden sadece o zamanda ben olmak için yola çıktığım her seferinde yaşam beni kucakladı. Çok da düşünmeme gerek yok, adımlar, nedenler bulmama gerek yok. Sadece sesim çıksın istiyorum. Ancak benim gibi biriyseniz belki biraz anlarsınız halimden benim bir şeyleri yapmam için sağlam gerekçelerimin olması gerekir. Gerekçeleri bir bulayım sapa sağlam giderim yolumda, artık beni durdurabilecek çok az şey vardır. 

Bir süre önce sesimin çıkma ihtiyacı vardı, çok da derdine düşmeden yol verdim. Instagramda bir süre her gün bir şeyler yazdım. Ne için, ne yapıyorum falan bilmeden sadece gelen isteği kovaladım. Peşinden bir yoga kampım vardı. Kamp benim kendimi en gerçeğime yakın ifadeyle sunduğum kampım oldu. Sonradan düşününce bu yazıların etkisi olduğunu farkettim... Sonra yazma isteği tekrar tekrar geldi, erteledim. Gerekçe lazımdı. Gerekçesi de geldi. 

Yazma eylemi benim için hep tek yöne giden bir eylem oldu; yazarlık eylemi. Bir gün bir şeyler yazacağım aklı; ancak o bir gün bir türlü gelmiyor. Yazma isteği hep var, oturunca akıyor sözcükler, yazacak bir şey hep bulabiliyorum. Ancak bunlar bir amaca hizmet ediyor mu? Yüksek benliğim için kesin ediyor, şu anki aklım gevelediğimi söylüyor. 

Neyse kendime bir gerekçe buldum; ifadenin bin aklı, bin adımı, bin dansı, bin rengi var dedim. Gerekçem; ifade etmek. Şu anımı, bu zamanımı, şimdiki aklımı, sesimin bu kadarlık formunu ifade etmek. Yani sesimin çıkması sürecine kendimi teslim etmek. Ama anlamlı, ama anlamsız ses çıkarmak. Bu sesi çıkartırken elbette içimde bir çatışma var; bu anlamsız düşünceleri aleme niye salıyorsun, neye hizmet ediyor, bari bir bilgi verseydin minvalinde konuşmalar mevcut, hak vermiyor da değilim kendilerine. Ancak ben olma hikayemi başlatan da tam bu oldu. Çatışmaya rağmen kendimi gösteriyor olmam. Hatta biraz daha ileri gideceğim; çatışmamla kendimi gösteriyor olmam. 

İnsana yaşama arzusu veren nedir gerçekten? Nedir sabah şevkle uyandıran, nedir içinde neşesini canlı tutan. Kendisi olma parçacığıdır bence. Kendisi olma parçacığına sarılır da kendini gösterirse -e rağmen halinde yaşar insan. Kendisi olmak, kendisi olmayı seçmek aslında bir meydan okumadır. Meydan okuma elbette yaşama değil, yaşam bilakis iter insanı kendisi olmaya, meydan okuma kendine karşıdır ve bu güç bir savaştır. 

Belki herkes için güçlü bir savaş değildir diyeceğim, ancak herkesin güçle savaştığı bir tarafı vardır bence. İfade için konuşursak ifade de görünür olmak kimileri için kolay ancak bence onlar da başka şeylerde şıkıyorlardır. Herkesin kendisi olmak adına verdiği savaş başkadır bence, bazı şeyleri de kolay yaparız o kolaylar ilham olur, bazı şeyleri zor yaparız o zorlar da ilham olur. 

Bu yaşımda fark ediyorum ki ben sanırım aslında içe dönük bir insanım. Kendime çok şaşırıyorum. O kadar çok değiştim ki, yaşamımda ben gerçekten değişken bir yapıda oldum. Ancak bu olumsuz bir anlamda değil, olumlu anlamda mı ona da emin değilim. Mesela şimdilerde daha içe dönük halde bulduğum kendimle zorlanıyorum açıkcası. Evde durmak çok kolay geliyor, eskiden evde 3 gün dursam hasta oluyordum. Nasıl oldu da evden çıkmak için kendimi zorlamaya başladım. Bu bana hem komik, hem garip hem şaşırtıcı geliyor. Anlayamıyorum, iyi mi kötü mü, yaşımdan ötürü mü.. 

Neyse bir yere varmayan bu yazıyı, bir yere varma çabama selam çakarak burada bitireyim diyorum. Ben aslında iyi ifade ederim, yine de görünür olmak kolay değil. Görünür olmak benim için ne biliyor musunuz? 

Benim için görünür olmak güvende hissetmediğim dünyaya nanik yapmak. Onu ti'ye almak. Hadi len köfte demek. Herkesle birlikteyken tek başımaymışım gibi dans etmek. Nedenini bilmediğim ancak durduramadığım bir takım içsel itkilerime buyrun demek. Utancıma rağmen bunlarda benden demek. 

Her gün buraya bir yazı koyacağım. Yıllardır ara ara gelen bu isteğe buyur diyeceğim. Hadi bakalım. 





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çiğ Tepki, Süreç ve Pratik

Ayrılıktan Birliğe...

Bir gün..