bir tekrar iyi hissetme hikayesi, sıradan bir gün



Yine o boktan günlerden biri!
Üstelik bugün cumartesi, insan cumartesi sabahına bu kadar boktan hissederek başlayabilir mi! Böyle bir şans böyle bir kader olur mu, offfffffff offffffffffff canım hiç birşey yapmak istemiyor, tam anlamıyla bütün gün bu yorganın altında yatabilirim. Lanet olsun böyle hayata da kadere de, aman yaaaa

Yüzünü buruştup yorganı kafasına örttü; içine kocaman bir boşluk hissi oturmuş, kafasını kuma gömen deve kuşları gibi kendini karanlığa gömmek istiyor, bu gelen hisleri de, bu gelen hisler yüzünden günü görememenin verdiği suçluluk hislerini de yok etse böyle. Sımsıkı kapadı gözlerini, üstelik ortada olan bir şey de yok, yani şimdi biri arasa nasılsın dese kötüyüm dese mesela cevap olarak, neden diyecek karşıdaki ne oldu? Verecek cevabı yok, birşey olmadı öyle hissediyorum sadece, insanın kötü hissetmek için illa bir sebebe mi ihtiyacı var. İyi hissedince insanlar yine soruyorlar mı ne oldu diye. Offffffff beynim yedin beni yedin sus artık!!! Derin bir kuyuya inmek istiyorum, kimse konuşmasın azıcık sessizlik, yoruldum kendimden de bu bitmeyen düşüncelerden de. Nasıl bitecek bu???

Yatağın başında telefon zangur zungur titremeye başladı. Mecbur kaldırıp yorganı telefonu eline aldı, annesi arıyor, bir bu eksik, o anda aklına geldi annesine verdiği söz, haftaya yanına uğrayacağında sipariş ettiği araç gereçleri bugün gidip alması gerektiği. Büyük ihtimalle bunun için arıyor, aldın mı almadın mı daha, almadıysan bak unutma, lazım onlar, ona göre işim var. Unutma yavrum, sonra devam eder hem sen uyuyor musun sesin niye öyle geliyor, hadi uyan saat kaç olmuş, bugün napıcaksın… virvirir bitmeyen bir sohbet, telefona bir daha baktı, hiç açmadan yan taraftaki sessize alma tuşuna basıp kenara kaldırdı. Kaldırdı kaldırmasına ama yapacağı işi kenara kaldıramıyordu bugün gidip alması gerekti, işi gücü yokmuş gibi böyle saçma sapan şeylerle uğraşıyordu bir de, hem niye sadece bugün alabiliyor, böyle saçmalık mı olur, hangi yılda yaşıyoruz, herkesin işi gücü var, bir gün o da illa bugün offfff tahta kafalılar… Bir hışımla yorganı üzerinden attı, iki de tekme vurup hıncını yine ondan çıkardı. Aaaaaaaaaaaa diye bir de kalın gıcık bir ses tonuyla naralar atıp tekmeleri yorgana savururken parmağını yatak başına çarpınca aaaarrrggg diye devam etti aaa lar evet şimdi daha gerçekçi oldu ses.

Paldur küldür eli ağzında kaldırıp kendini banyoya doğru ilerledi, doğruca klozete, uzun uzun işedi. Dönüp aynada kendine bakıp suratını buruşturdu, gerçekten bu boktan günde daha da boktan olan şey tam anlamıyla boktan olmaktır diyip bir daha bakmadan suratını aynadan diğer tarafa çevirdi, el çabukluğuyla üzerinde ne varsa soyunup kenara atarak duşa kabine girdi, eğilip sıcak suyu açtı, musluğun suyu duş başlığına gönderen kısmı açıkmış bir anda kafasına buz gibi sular hucüm etti, aaaaaaaaarrgg ikinci kez daha derinden daha yılgın.. lanet olsun yaa insan gibi bir duş alayım dedim, sanki dayak yiyorum, önce yatak şimdi bu offfffff Allahım off ne istiyorsun benden!
Nihayet suyu ayarlayıp hızlıca duşunu aldı, çıkıp kurulandı,eline ne geçerse üzerine geçirip çantasını toparladı, aynaya bakıp saçını yokladı, derin bir nefes alıp iç çekti, aynaya son bir kez daha baktı ve dönüp ev kapısına doğru yöneldi. Anahtarları takur tukur çevirip kapıyı araladı, dışarda hava soğuk, yüzüne vuran hafif apartman soğukluğundan belli, dönüp atkısını aldı. Kapıyı çekip kilitledikten sonra merdivenlerden hızlıca aşağıya yollandı.. Hızlı adımlarla hedefe kilitlenmiş kedi edasında dikkatini tamamen yola ve adımlara odaklamış yürümeye devam etti. Neyseki gideceği yer evinden çok uzakta değildi, parktan geçtikten sonra 100m kadar ilerde. Tam dedikleri vakitte orda, dükkanın kapısında dikilmiş duruyor, gözleri fal taşı gibi açılmış kapıda yazan nota bakıyor. Yüzüne belli belirsiz bir kızarıklık oturdu, dişerini sıkmaya başladı, elini kafasına götürüp kafasını kaşıdı, nota inanamıyordu! Böyle birşey olur mu bu ne sorumsuzluk hem bana bu saatte burda ol diyorlar, hem de çıkıp gitmişler! Bu ne gerzek bir tavır, bu ne saygısızlık, bir hafta sonumuz var onu da bunlarla harcıyoruz ben böyle işinnnn…. Dedi dedi. Not sahibi nota 1 saate orada olacağını yazmış, şimdi eve geri gitmek olmaz, bir yerde kahve mi içsem derken ayakları geri geri onu parka taşıdı, bir bank bulup oturdu, hava soğuk ama oturulur o kadar değil şurda iki dakka oturayım sonra giderim kahveye. Karşısındaki ağaçlara baktı, kış olduğundan çoğu yaprakları dökmüş ama bir soyut resim çalışması gibi bütün dallar birbirine girmiş baya da güzel görünüyor aslında, arkada çeşitli tonlarda mavi gök. Bir rüzgar esti dalların hareketlenişlerine kaptırdı, oraya varan rüzgar kendine gelince derin bir nefes çekti, bir an için gözlerini kapatıp tenine değişini hissetti. Sırtını banka yaslayıp tekrar açtı gözlerini, elleri ceplerinde gözleri etrafta, kediler cemiyeti üyelerinin etrafta dolanışını, bir yere sığınıp tüylerini kabartarak tıpkı şimdi onun yaptığı gibi etrafı seyre dalmalarına baktı, kediler çok garip! Dedi kendi kendine, çevirip kafasını parktaki detaylara yöneldi köşedeki oyun parkına, parktaki ikili salıncağa, renklerine, ne kadar rahat olup olmadıklarına, dev tırmanma oyuncağına, çocukların ona nasıl tırmanacağına, yerlerdeki taşlara, köpeğini gezidirenlerin telefon konuşmalarına baktı baktı durdu. Sonra nedense kendine çekildi dikkati gözlerini kapatmak istedi biraz, ceplerindeki yumruk yumruk ellerini hissetti, biraz üşüyorlardı, ordan kollarına , omuzlarına gitti, omuzlar yukarı kalkmış bir nefes alıp omuzları indirdi, ensesine vuran rüzgarın haline inat omuzlarının tekrar kalkışını izledi, bıraktı bu sefer napsın o da kendini koruyor dedi, komik geldi bir an bu sanki omuzların kendi beyni varmış gibi az önce alınan omuz indirme kararına karşı çıkışları hoşuna gitti ve gülümsedi. Belki de vardır beyni omuzların.. Gülümsemesi yüzüne yayıldı, yüz kasları iyice gevşedi, ağzının rahatlığı kalçasına indi, soğuk aslında ama sanki içerisi bir sıcak kalçalar sakinleşip daha da rahatça yayıldı banka, sakinlik karnına vardı, derin nefes karnına dolup bağırsakları rahatlattı, karnından garul gurul sesler geldi, sonra bir an tüm bedenini hissetti, nefesinin rahatlamış olduğunu farketti. Aklına telefona bakmak geldiğinde parka oturalı tam bir saat olmuştu, çok şaşırdı! Parka nasıl hislerle geldiğini anımsadı nasıl geldim buraya şimdi nasılım! Vay be resmen iyi hissediyorum! Ohh be! Dünya varmış!

Ben bundan sonra parka hep geleyim ya o zaman baksana ne iyi geldi!

Ohhhh!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayrılıktan Birliğe...

Çiğ Tepki, Süreç ve Pratik

Bir gün..