Hayır!


Rüyalara ne dersiniz? Ben rüyalara inanırım, inanırım derken bir mesaj taşıdıklarına, iç alemlerimizin derin sessziliklerinden bize ışık olmaya geldiklerine inanırım. Bir yerde okumuştum, asıl hayat rüyalarda yaşanır diyordu, ne süper bir söz! Aynen katılıyorum, rüyaların gizli dilini anlayınca onlara kulak kabartıp küçük işaretlerini takip edince ne büyük gerçekler çıkıyor karşına! Bir kere rüyalarda hisler gerçektir bir şey olur da utanırsan mesela rüyanda onu hissedersin dolu dolu. Gerçekte olduğu gibi yokmuş gibi davranamazsın. Bu yüzden rüyalarımı yazmaya başladım. Annem rüyalarını kimseye anlatma der ama bence rüyaları anlatmakta bir sıkıntı yok. Gerçi belki vardır, çünkü onlar senin kendine verdiğin gizli mesajlarınsa bu gizli mesajları öyle herkese anlatamazsın ama değil mi! Annem haklı galiba!

Facebook sayfasında yayınla tuşuna bastıktan sonra derin bir nefes aldı. Ekran yenilenip önüne kendi postunun düşmesini beklerken bir an görünür gibi oldu postu, sonra hop başka bir akışa geçti. Yuh ya kaç kişiyle aynı anda paylaşım yaptım acaba iki saniye kendi postumu göremedim resmen! Hemen kendi profiline girip gönderisini kontrol etti, uvvv şimdiden 3 like almış bile.. İnsanlar postlarını beğenince mutlu oluyordu, bunu çok belli etmiyor tabi ne kendisine ne diğerlerine, ama hoşuna gidiyor. Çok düşünmemiş üzerine neden mutlu oluyorum acaba diye.. Mutlu olmak güzel birşey ne gerek var neden olduysam oldum işte!

Giinggg diye bir bildirim düştü telefonun ekranına bir saniye farkla bilgisayarına, hemen telefonun ekranına altı, Selim yorum yazmış, off bu çocukta garip kesin yine gerzek birşey yazdı! Şimdi iki saat onun gerzek yorumuyla uğraşıcam hep böyle yapar zaten, neden benimle uğraşıyor ki! Aslında onu silmek istiyorum, ama işte silemiyorum, çünkü silersem bu da ayrı bir dert olacak başıma.. offfffffffff  Bilgisayardan bildirimleri açtı; Selim Gün gönderine yorum yaptı, üzerine tıklayınca nihayet açıldı yorum; @selensaygin rüyalarımı sana anlatsam bana gelen gizli mesajları da iletir misin? Hımmmm ok o kadar da kötü değil, hemen kızdım ama neden olmasın ki, hahaha ben rüya yorumcusu oluyormuşum, napıyım diyorum ya okulu bitirince böyle rüya yorumluyormuşum, hahahaa acaba üniversitelerde öyle bir bölüm var mı, gerçi işte psikianaliz işte rüya yorumlamaca.. yanıtla tuşuna basıp biraz düşündükten sonra yazmaya başladı. Neden olmasın! Yayınla tuşuna basar basmaz pat diye like geldi, evet gerçekten hiç kimsenin işi gücü yok, giinnnggg Selimden yanıt gelmiş; üstelik bazı rüyalarımda sen de varsın ;) bak işte ya ne demek bu şimdi bu, böyle bişi yazılır mı insanlar ne anlayacak, gerizekalıııı!!! Napıcam şimdi ne desem buna, birşey de yazmam gerekir, şimdi herkes görmüştür bunu, umarım başkaları beni rüyasında nasıl gördüğünü sormaz…  Halbuki ben ne kadar güzel güzel yazmıştım, kendine akıl alacağına, hakkaten birşey var mı bu rüyalarda diyeceğine salak salak işler peşinde, gerzek Selim! Gerzek gerzek gerzekkkk

Gözlerini ekrandan çevirip karşıya baktı, yatağın üzerinde oturuyor, karşıda takvim asılı, sınav tarihleri üzerinde.. Sınavlara az kalmış, Seeeliiin, Seliiin, Efendim Annneeeee, hadi uyu artık geç oldu yarın okula gideceksin, tamammm anneeeeee

Allahım nolur ilerde böyle dertlerim olmasın, bunlar bu gerzek lise halleri yüzünden, büyüyünce bana böyle salak sulak davranan gerzeklere ağzının payını vericem! Hiç böyle dertlerim olmayacak, zaten çok süper bir işim, inanılmaz yakışıklı bir sevgilim, ve tabiki çok param olacak! Hadiii gelsin o günler! Şu Selim’e yatmadan önce bişi yazsam, ya da boşver uyudu görmedi sansın sabah bakarım ne yazacağıma..
Bilgisayarı kapatıp yere koydu, komidinin başındaki suyundan bir yudum alıp başucu lambasını söndürdü, içinde hem geleceğin parlaklığına duyduğu sabırsızlık, hem Selim’in tavrına duyduğu gıcıklık aynı anda.. Boğazında bir takılma hissedince öksürdü, annesinin içerden ince giyiniyor bak yine öksürdü, hasta olmasa bari dediğini duydu, off anne derken sesler azaldı, düşünceler uzaklaştı, nefesi doğal bir ritimde sessizleşmeye başladı.

Oda şimdi kapkaranlık, nefesi hızlanmış hatta soluk soluğa, arada bazı cümleler geliyor kulağa, hayır hayır, hayır dedim! Haaaayı derken soluksuz kalmışcasına nefesi alarak açtı gözlerini, bir an etrafa baktı nerede olduğunu algılayamadı, gerçeklik algısı yavaş yavaş yerleşince evde odasında olduğunu farketti, sırılsıklam olmuş.. korkunç, çok korkunç bir rüya.. hemen ışığa yöneldi eli, ama o ani kalkışa bedeni uyumlanamamış hiç bilmezmiş gibi doğrulmayı, ışığa uzanmayı, amatörce debelendi olduğu yerde.. Biraz bekleyip yavaşca uzanıp ışığı açtı, oradan yatağın altındaki üzerinde ‘Rüyalar’ yazan defterine uzandı.. Kalemi kendi üzerinde olan defteri açıp kalemi doğru dürüst kavrayamayan parmaklarına inat yazmaya başladı;

Rüyamda kocaman bir canavar, yüzü değişiyor, anlayamıyorum kim, hem tanıdık gibi hem değil, üzerime geliyor, ben, ben çok korkuyorum, ne yapacağımı bilemiyorum, boğazım ağrıyor, aaahh boğazım hala ağrıyor! Hayır diye bağırmam gerek, hayır,hayır, hayır diye defalarca bağırmam gerek, ama boğazım çok ağrıyor, ağzımı açıyorum ama sesim çıkmıyor, o sırada annemi görüyorum, biliyorum benimde çıkmıyordu, tamam ama çıkacak, hadi yavaşca başla; hayır, hayır, hayır! Sonra başladım hayırr hayıırr derken sesim yükselmeye başladı, canavar üzerime geldikçe ben hayır demeye başladım, boğazım açıyor ama sanki açılıyorda değişik bir his.. Sonra uyandım, bu kadar.
Çok uykusu vardı, zihni rüyayı hızlı hızlı tekrarlarkan kalemi anlatısına yavaş kalıyor, uyanıp tekrar okuduğunda bir sürü kelimeyi yanlış yazdığını farkedecek, olsun, şimdi çok uykusu var ve ışığı kapattı defteri bırakmadan, yüzünü gömdü yastığa, nefesler bu kez daha hızlı girdi o düzenli ritme, son bir kez yükseldi nefesi küçük bir hayır çıktı ağzından, peşinden dizildi küçük soluklanmalar, derin uyku.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayrılıktan Birliğe...

Çiğ Tepki, Süreç ve Pratik

Bir gün..