Yolculuk, başkaları ve benler..



Yenikapıdan Yalovaya, İdo’nun içi, kalabalık, çok ses ve çok insan var. Koltuğuma ilk oturduğumda karşımda 2, yan tarafımda 1 yabancı vardı, sanıyorum Araplar. Off dedi içimden bir ses, bunlar gidip başka bir yere otursalar. Duydum sesi, peşine düştüm. İçimdeki yabancıları sevmeyen ama özellikle de doğuluları sevmeyen devrede. Suratlarına bile bakmıyor, varlıklarını yok sayıyorum. Herkese sevgi hisseden tarafım burda kapılarını kilitlemiş. Bu insanları sevemiyorum. Neden sevmediğime baktım biraz, neyi sevmiyorum bu insanlarda.. Maddeler döküldü

Bunlar kadının varlığını hiç saymazlar, dünya erkeklerin zannederler, baya en derin inançta böyleler.
Sesli konuşuyorlar, diğerlerinin varlığına saygı duymuyorlar, dünya onların sanıyorlar.

Dünya onların sanıyorlar! içimdeki sinir varlığını iyice belli ediyor. Boynumda daha çok, omuzlarıma yayılıyor. Burası benim evim tatam mı, öyle gelip rahat rahat davranıp bağıra bağıra konuşamazsın! Burası benim, senin değil, benim. Burda ben istediğim gibi davranırım, sen davranamazsın.

Onların sergiledikleri tavırlar benim varlığımı tehdit ediyor. Ben görülmüyorum, yok sayılıyorum, onlar buraya daha çok gelirlerse ben iyice yok olacağım. Onların var olması benim yok olmam demek. Kadınlığıma saygı duyulmaması, insanlığımın görülmemesi demek. Onların varlığı benim yokluğum demek..

Varlıklarını kendimce tehdit olarak aldığım bu insanlara, tamamen kendi hikayemden onların bana yaptığını ‘düşündüğüm’ şekilde davranarak yanıt veriyorum. Onları yok sayıyorum. Benim varolmam onların yok olması demek çünkü..

Nihayet nereye değdiklerini, neyi gölgelediklerini farkettim.. İçimde yok olmaktan, varlığının sayılmamasından, değersiz oluşundan şüphesiz o yere dokunuyor bu olan.. Onun gölgesi dışarıya vuruyor. Dikkatimi bedenime getiriyorum. Derin bir nefes alma ihtiyacı geliyor, kalbimin olduğu yerde bir boşluk varmış sanki. Nefes ciğerime sığmayıp omuzlarımı ayağa kaldırıyor.

Bu karşılaşmaya vakit ayırıyorum, içimden çıkan benle çıplak karşı karşıya duruyoruz. Bir sözcük, anlama ihtiyacı, analiz veya yargılar yok. Olamazlar çünkü bir anlamları yok. Sadece ben varım,bir de ben varım. Karşılıklı durarak birmizimizi içimize çekiyoruz, tanış oluyoruz, varlıklıklarımızı karşılıklı sayıyoruz.. . Kalbimdeki boşluk, yerini yumuşak bir hisse bırakıyor.

O insanlar ortalıkta dolaşıyorlar, karşımdan oturmuyorlar artık, kalktılar, onlara bakıyorum, sadece insanlar görüyorum, benim gibi, üzülen, sıkılan, korkan, kahkaha atan, seven, sevilen varlıklar.. Ne eksik ne fazla, ne iyi ne kötü, sadece farklı…

Öfkem diniyor, şimdi yerinde daha bir hisseden tam hisseden bir şey var…
Karşıma genç bir kadın oturdu, bana benziyor.

Gözümün önüne geleni gönlümün üzerine gelmiş gibi görmeyi, kendime aynada bakıyormuşum gibi bakmayı seçiyorum, çünkü o zaman hiç bilmediğim yerlerden hiç bilmediğim suretler geliyor önüme, karşılaşmalar tanışmalar oluyor kendimle.. Kalbim yumuşuyor, şefkat gibi birşey hissediyorum.. Esniyorum..


Sevgiyle
12.05.2018
Denizin ortası

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayrılıktan Birliğe...

Çiğ Tepki, Süreç ve Pratik

Bir gün..