Bir gün..





Şimdi sen bana bu iş olmaz mı diyorsun? Bu mu yani? Böyle mi yani? Bu kadar kolay mı yaa???...

Bir an kendine geldi, yolda yürüyor, bir adım öteki adıma ilerliyor ancak hangi alemde biri ötekini geçiyor belli değil.

-Neden ben böyle şeyler düşünüyorum ya manyak mıyım? Manyağım galiba, herşey yolunda giderken böyle şeyler düşünmek de nesi? Boşu boşuna olumsuz şeylere odaklanıyorum Hay Allahım.. Alev aklın başına gelmiyor, yaşadığına odaklan, ne güzel birşey yaşıyorsun.. Sahi biter mi birgün? Bırakır mı beni.. Ay bak yine aynı yerdesin, sus kızım!.…  Onca kitap okudun onca bilmem naptın, güya aklın başına geldi..

Kaşlarını çatıp sonraki adımı daha sertçe vurdu yere.. Adımını yere vurmasıyla sendelemesi bir oldu meğer önünde bir basamak varmış, dizi acıdı hafiften.. Offf dedi, daha da sinirlendi.. Bir an minicik bir an kafasını kaldırıp göğe baktı, apartmanların arasından görünen maviye,, bir kez daha söylenesi geldi, bu sefer şehre, her yer bina! göğe bile bakamıyoruz anasını satayım diyecekken sustu, bir nefes aldı, azıcık da olda göğe bakmak, maviyi içine azıcık da olsa doldurmak iyi hissettirdi..

-Haftasonu Belgrad ‘a mı gitsek , azıcık doğa güzel olmaz mı? Akşam konuşayım Ahmet’le. Gerçi akşam işi vardı onun, Ali’lerle buluşacaktı, Ali’ye de gıcık oluyorum, hep bir havalar, bir ukalalıklar, her şeyin iyisini o biliyor. Ahmet ne anlıyor onunla arkadaşlıktan anlamış değilim… Neyse yarın konuşuruz olmadı..

Yoluna baktı eve bir kaç dakika kalmıştı, elinde poşetler yollandı eve..

-Önce aldıklarımı yerleştireyim, sonra bir duş alırım, bugün cuma azıcık şöyle sakin sakin takılayım.. Bir nefes..

Eve vardı, önce aldıklarını yerleştirecekti..tuvate gitmesi gerekti, işini bitirince üstünü çıkarıverip o anda attı kendini duşa, hızlı hızlı yıkandı bir yere yetişecekmiş gibi.. En son biraz soğuk su döktü üzerine, soğuk su iyi gelir diyorlar diye.. Duştan çıkar çıkmaz ilk yaptığı şey telefona bakmak oldu.. Aaa Ayşe mesaj atmış, hiç düşünmeden açtı mesajı

-Canım selam!  Sevdayla Arnavutköye gidiyoruz sohbet edelim birşeyler içelim dedik, gelsene sende, güzel olur J

-Aaaa tamam gelirim!

Nasıl ya bir anda atıverdi mesajı, sanki o atmadı da, otomatik mi, ele mi geçirildi anlamadan.. üstelik Ayşe çevrimiçi hemen gördü tabi cevabı

-Tamam super, biz yarım saate ordayız, hadi gel sende..

-Tamam duştan çıktım zaten, geliyorum.

Telefonu koltuğa atıp dolaba koştu, ne giysem, hava nasıl? Şu nasıl olur bu nasıl olur derken oyalandı, ne giyeceğini nihayet seçtiğinde bir saate bakayım diye telefona gitti.. aaa yarım saatim kalmış!! Kıyafetleri geçirip aynanın karşısına geçti, neyseki saçını yıkamamıştı, yoksa bir de onunla uğraş dur! Hafif bir makyaj, son kez aynaya bakmalar, çantayı seçmeler, boşaltıp doldurmalar, ayakkabıyı seçemeler.. Derken son bir bakış.

Evden çıktı, sokağa indi, o anda aklına geldi aldıkları
-Eyvah aldıklarımı yerleştirecektim unuttum beeee!! Aman neyse gelince artık, yoğurt falan da almıştım, bir şey yolur mu acaba,, olmaz ya nolucak, en fazla yemem atarım.. napıyım yani çıkamıcam şimdi..

Sokaktan geçen boş taksiyi çevirdi, bindi..

-Arnavutköy..

Taksi yol aldı, kadın içine daldı..

-Aslında akşam tek başıma olacaktım, çok yorulmuştum, hala yorgunum, aldıklarım bozulur mu acaba.. Alev sen niye böylesin ya, aldıklarını da koymadın, evde kalacaktın hani o da olmadı, hemen atladın geliyorum diye..

İçini bomboş hissetti o an.. BOMBOŞ.. Sanki bir şeyler o olmadan, onsuz ama onu da içine alarak akıp gidiyordu, kukla gibi, sanki birşeyler onu öylece yönlendiriyordu… Nereye gidiyor ne oluyor, nasıl para harcıyor, kazandığı paralar nereye uçuyor bilmeden öylece  işte.. Yani şu takside olan gibi aynen, tamam Arnavutköy diye o söyledi şöföre ama arkada o mu oturuyor, o var mı? Hayatı sanki bu takside olan gibi , taksi gidiyor, o var mı yok mu belli değil.. Şöför koltuğuna sen geç.. Sen sür şu arabayı artık.. Nereye gittiğini bil, ne yaptığını bil.. Annesi de hep öyle söylerdi..
- Alev aklın bir karış havada, nereye gidiyorsun ne yapıyorsun belli değil..

-Hangi sokağa çıkalım hanfendi?
-Haaa, aahh pardon, şurası aslında köşeyi dönünce insem? 
-Orası ters yön, sokağın sonunda ben sizi bırakayım..


Aynen işte böyle dedi kendi kendine ineceğim yeri bile seçemiyorum.. Sanki bu hayatı ben değil de başka biri yönetiyormuş gibi…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ayrılıktan Birliğe...

Çiğ Tepki, Süreç ve Pratik